Güncellemeler devam ediyor... Çok yakında...
Kategori : CemPark Ansiklopedisi
* XVII. ve XVIII. yüzyılda formel din kurallarını reddeden ve Tanrı'nın varlığının doğadan yola çıkılarak kanıtlanabileceğini savunan bir grup düşünüre verilen ad. Hz. İsa'nın tanrısallığından kuşku duymaları onları Ariusçuluğa ve Üniteryanizm'e sevk etmiştir.
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorum (iletişim)
* herhangi bir sebeple çalışmamak, çalışamamak
* birinin iş yapması gerekmek
* sorunlu bir işi, iyi bir biçimde çözmek
* sorunu çözmek
* bir işi sonuçlandırmamak
* eline önemsiz bir imkân geçince büyük işlerin düşüne kapılanlar için söylenir
* bir işe gereken önemi vermemek, dalga geçmek
* bir işin en önemli noktası
* (bir işin) iç yüzü başka
* bir şeyi anlamak, bir sorunu çözümlemek
* güç bir sorunu çözemeyince kestirip atmak
* bir konudan veya işten uzak durmak, kaçmak
* başaramamak, sorunu çözümleyememek
* işi değiştirmek
* derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek
* üst üste gelen tersliklerde kullanılır
* "önemli değil, boş ver" anlamında kullanılır
* konu başka biçimde gelişmek, öncekinden farklı davranmaya başlamak
* "Anlaşılamayan, garip olan" anlamında kullanılır
* bir işin kökeni
* o işten dolaylı olarak zarar görmek
* güç bir işi başarmak, sonuçlandırmak
* görevini yitirmek; görevinden atılmak
* görevini, işini sürdür
* sen karışma
* çıkarına, amacına, düşüncesine uygun olmak (veya olmamak)
* çıkarına uygun
* işini yapmayı sürdürmek
* nereden, nasıl yararlanacağını bilmek, çıkarını bilmek
* öldürmek
* görevini yapmak
* dövmek
* öldürmek
* kurnaz, açık göz davranarak işine istediği gibi biçim vermek
* işi veya görevi olumlu olarak yürütmek, sıkıntı çekmeden gerçekleştirmek
* çalıştığı işte başarı sağlayan, işinin gerektirdiği nitelikleri taşıyan kimse
* piyasa canlanmak
* zararlı, gizli işler yapmak
* çok kolay
* görevden uzaklaştırmak (veya uzaklaştırılmak)
* birine iş yaptırmak
* elverişli olmak
* istenilen sonucu elde edememek
* güç şartlar altında, kimseden yardım umudunun kalmadığı bir durumda bulunmak
* gizli bir şeyi, bir sorunu anlamak
* yanlış ve aşırı yollara sapmak
* pek çok işi olmak
* işi sona ermek
* hâli, gücü kalmamak
* yapılan anlaşmayı, verilen sözü tutmamak
* yapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak
* başka bir işle meşgul olmak
* soruna önem vermek
* birinin yardımına ihtiyaç duymak
* işi değiştirip bir başka biçime çevirmek
* yaptığı işten uzaklaşmak
* gerekenden başka biçimde davranmak, ... gibi görünmek
* beklenenden daha aşırı davranışlar içine girmek
* işi tam istediği yolda
* işi yolunda olmak
* ne işi var?
* yapacak bir şeyi bulunmak
* işi istediği gibi bitirmek
* uğraşma zorunda olmak
* işi belli bir amaca göre değil de, kendi akışı içinde yürütmek
* aralarında gizlice anlaşmak
* şans yardımıyla işi iyi, istediği gibi olmak
* (bir iş veya durum için) resmî bir yola sokmak, resmî bir nitelik vermek
* işi yavaşlatmak, gereken önemi göstermemek
* bir şeyi görev, meslek olarak kabul etmek
* aldatmak, birine beklemediği bir davranışta bulunarak onu zarara sokmak
* iş yapmak
* iş yapmaya uygun olmak
* yapması için birine iş vermek, iş buyurmak
* bir şeyi görev olarak üstlenmek
* bir işi yapmakta direnmek
* nakış yapmak
* bir işi gerçekleştirme imkânı kalmamış olmak
* işin bitmesi için asıl gayret birine düşmek
* fesat sokmak
* zararlı bir iş yapmak
* yeter ki
* yapılan bir şeyin beğenilmediğini, küçümsendiğini bildirir
* "sanki iş görmüş!" anlamında bir hafifseme sözü
* bir soruna aldırmamayı, ne yapılırsa yapılsın yine aynı sonuca ulaşılacağını anlatır
* gereksiz bir hareketi belirtmek için kullanılır
* iş, içinden çıkılması zor bir duruma girmek
* iş yapmak, çalışmak
* birine yapacak iş göstermek
* gönlü olduğunu gösterecek davranışlarda bulunmak, pas vermek
* çalışmak
* o şeyden yarar beklememeli
* şaşırılacak bir durum karşısında kullanılır
* göreve başlamak
* herhangi bir konuda katkıda bulunmak, görev almak
* Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
* Bir değer yaratan emek
* Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
* Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb.alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü
* Kamu yararına yapılan işler
* Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma
* Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
* İş yeri
* Ticarî anlaşma, alış veriş
* Herhangi bir maksatla kurulan düzen
* Bazı deyimlerde "yarar, çıkar" anlamında kullanılır
* Yapılan şey, davranış
* Nakış, örgü gibi elde yapılan şey
* Emek, işçilik, ustalık
* İşlem
* Sorun, konu, mesele, maslahat
* Gizli sebep veya maksat
* Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış
* Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç
* uğraştırıcı, gereksiz bir durumun ortaya çıkmasına sebep olmak
* iş, sorumsuz ve yetkisiz olanların elinde kalmak
* kendi işini kendi görme zorunda kalmak
* becerikli olanlar kazanır
* becerikli olmak
* bir işi iyi bir sonuca ulaştırmak
* işin sonuçlanması hâli ondan beklenilmek
* bir işte güçlükle karşılaşmak
* gizli, dolambaçlı bir iş yapmak
* amacından saparak düzeltilmesi güç bir durum almak
* çok iş yapmak
* gereksiz, uğraştırıcı bir işe yol açmak, sorunlara sebep olmak
* bk. gayret dayıya düştü
* bir şeyin çok kolay olduğunu belirtir
* kınama belirtir
* işi uzatmak bir işi sonuçlandırmamak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorum (iletişim)