Kategori : CemPark Ansiklopedisi

* dilemek fiilinin bildirme kipi öğrenilen geçmiş zaman 2. çokluk şahıs olumlu çekimi

dilemişsiniz nedir?   dilemişsiniz ne demek?   dilemişsiniz anlamı nedir?   dilemişsiniz hakkında bilgi        

* bir sözü çok kullanmaktan dolayı o söze alışmak * bk. dili pabuç kadar * konuşamaz olmak, sesi soluğu çıkmamak * koşmaktan, yürümekten ve yorulmaktan çok susamak * bir kimsenin konuşması başka bir dile benzemek * (konuşamayan veya susan kişi) konuşmaya başlamak * susuzluktan ağzı kurumak, çok susamak * korku, heyecan, hastalık, utangaçlık, sarhoşluk gibi sebeplerle söyleyeceğini şaşırarak karıştırmak * söyleyebildiği kadar, anlatma gücünün elverdiği ölçüde * bir sözü doğru, düzgün söylemeyi becerememek (veya becermek) * amacını iyi anlatamamak (veya anlatmak) * susmak * dedikodu etmemek * sürekli konuşmak * söylenemeyecek şeyleri de söylemek * bıktıracak kadar çok konuşan veya kötü sözler söyleyenler için ilenme olarak kullanılır * kırıcı ve ağır konuşmalar için kullanılır * "söz söyleyemez olsun" anlamında ilenme sözü * "cansız nesneler konuşabilseler, bazı olaylara tanıklık da edebilirler" anlamında kullanılır * saygısızca ve gönül kırıcı karşılıkta bulunan * sevinç, korku, şaşkınlık gibi sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak * haddini bilmeden konuşmak * bir sözü söylemeye gönlü razı olmak (veya olmamak) * üzüntü ve eziyet çekmek, zarara uğramak * yabancı bir dili kolaylıkla öğrenme yeteneği olan * sorguya çekmek için düşman askeri yakalamak * bir kimse veya bir şey için kötü söylemek * çok konuşulmak, uzun süre bahsedilmek * çok tanınmış, ünlü * hakkında dedikodu yapılmak * dile düşmek * (konuşma kudreti, yeteneği, olmayan varlık) konuşmak, dillenmek, lisana gelmek * konuşturmak * belirtmek, anlatmak, açıklamak, ifade etmek * anlatılmak * anlatılması kolay ama yapılması veya katlanılması çok güç * gizli tutulması gereken bir şeyi açığa vurmak, duyurmak, yaymak * herhangi bir sebeple konuşmayan kimse konuşmaya başlamak * hastalık sebebiyle güçlükle söz söyleyebilmek, güçlükle konuşmak * bıkmak, nefret etmek * bir söz hatırlanacak gibi olup da hatırlanamadığında söylenir * susmak * sonunu düşünmeden, gelişigüzel konuşmak * sonunu düşünmeden, gelişigüzel konuşmaktan sakınmak * sevinç, korku, heyecan gibi sebeplerle konuşamaz olmak * bir kimsenin sözlerinden, açıkça söylemediği bir şeyler anlaşılmak * gizli tutulması gereken bir şeyi söylemek * ölçüsüz, düşüncesiz konuşmak yüzünden zarar görmek * söyleyecek duruma gelmişken vazgeçmek * bk. dilimin ucunda * içten, yürekten olmayarak, lâf olsun diye * bir kimseye ağır ve kırıcı sözler söylemek * suçunu, kendi konuşması ile açığa vurmak * her yerde kendisinden söz edilmek * bir olay veya bir nitelik halk arasında yayılmak * Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ; tat alma organı * İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan * Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi * Belli durumlara, mesleklere, konulara özgü dil * Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı * Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak * Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri * Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek * Anahtar * Denize uzanan dar ve alçak kara parçası, berzah * Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak * Büyük baş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili * Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası * bk. ağız dil vermemek * saygısızca karşılık verenler için kullanılır * alay etmek, eğlenmek * kandırmak, inandırmak veya yararlanmak için tatlı sözler söylemek * çok konuşkan kimseler için söylenir * konuşma sırasında kelimeleri yanlış söylemek * istenmeyen bir konudan söz etmek * insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir * tekrar tekrar söylemekten usanmak, bıkmak * bir canlının çıkardığı seslerden veya onun davranışlarından ne anlatmak istediğini anlamak * söz konusu olan şeyin özelliğini bilmek * sürekli olarak aynı kişiden veya şeyden söz etmek; sık sık anmak * sürekli olarak, bir kimsenin sitem, eleştiri ve sataşmalarına uğramak * aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak * bir kimseyi her yerde kötülemek * bk. diline dolamak * saklanacak konuları açığa vurmamak * kötü söz söylemekten kaçınmak * bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak * hiç yememek * hoşa gitmeyen bir şey söyleyen kimseye ilenç olarak kullanılır * neden konuşmuyorsun? * dilinin altında bir şey olmak birinin açıkça söylemediği sözler olmak"Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki..." - Y. Z. Ortaç

dilinin altında bir şey olmak nedir?   dilinin altında bir şey olmak ne demek?   dilinin altında bir şey olmak anlamı nedir?   dilinin altında bir şey olmak hakkında bilgi