Kategori : CemPark Ansiklopedisi
* Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü Örnek: O kuyunun dibinde kireç vardır. S. F. Abasıyanık Taban. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı Örnek: En çok kafam terlemişti, parmaklarımı saçlarımın diplerine sürdüm. S. F. Abasıyanık Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü Örnek: Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu. A. İlhan Arka, kıç Örnek: Hepsi de, tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir. E. E. Talu İktisadi konjonktürdeki daralmanın en alt noktaya ulaşması, diğer bir ifadeyle daralmadan tekrar genişlemeye geçisi yansıtan dönüş aşaması. krş. doruk S] TV. Görünçlüğün gerisinde yer alan, geriye düşen yerler. Ön karşıtı. Lambanın, ?r.plot] [İtaşıyıcısına takılmasına ve elektrik bağlantısının sağlanmasına yarayan bölümü.
* dip -biisim 1. isim Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü " Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor. " - A. Ümit 2. Taban " Tencerenin dibi. " 3. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı " Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi. " - A. Kulin 4. Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü " Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu. " - A. İlhan 5. Arka, kıç " Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir. " - E. E. Talu
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorum (iletişim)
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Kaynak : Güncel Türkçe Sözlük