Güncellemeler devam ediyor... Çok yakında...
Kategori : CemPark Ansiklopedisi
* Hadis bilimiyle uğraşan kimse.
* muhaddis isim eskimiş Arapça muḥaddis̱ isim Hadis bilimiyle uğraşan kimse
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorum (iletişim)
Kaynak : Güncel Türkçe Sözlük
* bir konuyu çok söylemek sebebiyle, ondan bıkmak
* içecek ihtiyacı duymak
* felâket dileğinde bulunanlara karşı kullanılan bir ilenme
* kolay konuşma yeteneği olmak
* inandırıcı söz söyleme yeteneği olmak
* söylemek
* bir şeyler yemek
* konuşmak
* imrenmek
* çok genç ve toy olmak
* çok sıcak veya çok acı şeyleri kolaylıkla içebilen veya yiyebilenler için şaka yollu söylenir
* herkesin dedikodu yapmasının önüne geçilemeyeceğini anlatır
* pek sessiz, kendi hâlinde
* konuşmayan, derdini anlatamayan
* söylemeye, açıklamaya gönlü elvermemek
* o şeyden büyük zarar görmek
* söz konusu etmemek, anmamak, söylememek
* o kişiyi anarken çok saygılı davranmak
* yemek için ağza koymak
* sözlerine hayran olmak
* ne söyleyeceğini beklemek
* onun sözüne göre davranmak
* kendini zevk ile dinletmek
* birini küçük bir çıkar göstererek susturmak
* birini tatlı sözlerle veya çeşitli hediyelerle bir süre için kandırmak, oyalamak
* hiçbir şey yememek
* yaptığı küçük iyiliklere karşılık büyük çıkar bekler
* haddini bildirmek
* bir işi beceremeyip berbat etmek, bozmak
* çok yaygın olarak bilinip konuşulmak
* önünü sonunu düşünmeden
* nezaket dışına çıkarak ağır ve kırıcı sözler söylemek
* çok ve düşüncesizce konuşmak
* susturmak, söyletmemek
* boş yeri kalmayacak biçimde
* susturmak
* bir kimsenin çekilmez davranışlarına katlanmak
* oruçlu olarak
* verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
* ağzına geleni söyler
* çok beğenip istemek, imrenmek
* bir kimsenin kurulu düzeni dirliği bozulmak
* o şeyin acı tecrübesini geçirmiş bulunmak
* güzel yemeklerden anlamak
* her şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak
* bir kimsenin kurulu düzenini bozmak; neşesini, keyfini bozmak
* herkesin diline düşmek
* Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk
* Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü
* Kapların veya içi boş şeylerin açık yanı
* Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap
* Koy, körfez, liman, yol gibi yerlerin açık yanı
* Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak
* Kesici aletlerin keskin yanı
* Bir dilin sınırları içinde, bölgelere ve sınıflara göre değişen söyleyiş özelliği
* Birini yanıltmak, kandırmak amacıyla dolambaçlı birtakım sözler söyleme özelliği
* Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü
* Bazen "kez" anlamına gelir
* Üslûp, ifade özelliği
* (tehlikeli şeyler için) Pek yakın yer
* söz söylemek, konuşmak
* azarlamak, paylamak
* tek bir söz olsun söylememek, susup kalmak
* çok konuşarak başkalarının söz söylemesine, konuşmasına engel olmak
* ağzına kadar, tamamen
* iki kişi birbirine pek yakın durarak başkaları işitmeyecek biçimde konuşmak
* öğrenmek istenilen şeyi söyletecek yolda dil kullanmak
* bir konuda anlaşarak aynı şekilde konuşmak, söz birliği etmek
* dayak yeme sonunda yüzü, yara bere içinde kalmak
* yüzde aşırı öfke, üzüntü, yorgunluk gibi durumların izleri görünmek
* önce söylediğini başka türlü anlatmak
* adını ağzına almamak
* hiç konuşmamak, susmak
* birini gereksiz sözler söylemek yolu ile şaşırtmak
* söz söyleme becerisine sahip olma
* duruma, ortama göre söz söylemek, sözünü amacına göre değiştirmek
* yüksekten atarak kendini övmek
* huzurla, rahatlık içinde, içine sine sine, lezzetini duyarak
* sözle avutmaya, oyalamaya çalışmak
* konuşma imkânı vermemek
* birini kandırma, yanıltma amacıyla duygularını, düşüncelerini olduğundan başka türlü gösterecek biçimde konuşmak
* açık ve dürüst konuşmaktan kaçınmak
* armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmeye çalışır
* bk. ağız aramak
* söylenmesi ayıp, çirkin (söz, küfür)
* anmamak, sözünü etmemek
* dedikodu konusu olmak
* yiyecek bir şey
* (yiyecek için) miktarı çok az olan
* (genellikle hamur işi için) iyi pişmiş ve lezzetli olmak
* bir söz veya düşünceyi sık sık tekrarlayıp durmak
* herkes birbirine söylemek
* "insanın kendi yararı her şeyden önemlidir" anlamında kullanılır
* başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak birtakım bilgiler edinmek
* yeni gördüğü her şeye şaşkınlıkla bakan, şaşıran
* saf, bön
* çok şaşırmak, şaşakalmak
* oldukça güzel, yakışıklı
* ağzı kuruyup acılaşmak
* herhangi bir sebeple konuşamaz olmak
* herhangi bir sebeple tükürük az olmak
* beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak
* heyecanlı söz söylemek
* çevresindekilerden habersiz, alık, şaşkın
* ne yapsa, ne kadar çaba ve ustalık gösterse
* çok sevinmek
* çok sevinçli, mutlu
* söylemesi beklenen şeyi söylemekte nazlı davranmak
* yememek veya içmemek
* bir yiyeceğin tadı anlatılırken "sen de yesen, beğenirsin" anlamı ile söylenir
* bir sözü yerinde söyleyen kişilere söylenir
* dedikodusuna konu olmak
* bir şeyden hiç yememek
* söze karışmayıp susanlar için kullanılır
* susturmak, fazla konuşmasına engel olmak
* birini küçültmek üzere küfür olarak kullanılan uygunsuz sözler sarf etmek
* birine benzemek
* yumuşak huylu kimseye her istenileni kolaylıkla yaptırabilme anlamında bir atasözüdür
* çalışmayıp, işlerinin başkaları tarafından yapılmasını beklemek
* söylemesi ayıp kaçmak, uygun düşmemek, yakışık almamak
* bk. lâf ağzında kalmak
* hiç sır saklamamak
* sevmediğinden veya içi almadığından yutamamak
* açıkça söylememek
* bir düşüncesini bir kimseye birçok kez söylemiş olmak
* birisinden dinleyerek
* adına
* bk. baklayı ağzından çıkarmak
* çok tatlı konuşmak
* sözlerini tartmadan söylemek
* bir sözü istemeden, farkına varmadan söylemek, söylemiş bulunmak
* hiçbir şey söylememek
* çok az konuşmak
* açıkça söylemekten çekindiği şey, konuşmasından belli olmak
* her zaman sözünü etmek
* türlü yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek, kandırmak
* "lehte konuşmuyorsun, bari aleyhte de konuşma" anlamında kullanılır
* istemediği hâlde boş bulunup söyleyivermek
* birinin bildiği şeyleri, ustalıklı konuşmalarla ona sezdirmeden öğrenmek
* birinin konuşmasını keserek kendi söze başlamak
* karşısındakini konuşturarak birtakım gizli şeyleri öğrenmek
* birinin hakkı olan şeyi ondan almak
* ağzını hayra aç
* dikkatsiz kişileri uyarmak için "dikkatli ol uyanık ol!" anlamında kullanılır
* öfke ile, sonunu düşünmeden ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek
* konuşmaya başlamak
* ağır sözler söylemeye başlamak
* alık alık bakmak
* hiçbir söz söylememek, ses çıkarmamak
* bk. ağız aramak
* üzüntüsünden söz söyleyecek durumda olmamak
* kaba sözler söylemek, küfretmek
* kırıp parçalamak, dövmek
* birinin yüzüne şiddetle tokat, yumruk indirmek
* birini konuşamaz duruma getirmek
* umduğunu elde edememek
* bk. ağzını hayra aç!
* kötü ihtimaller söz konusu edildiğinde gerçekleşmemesi dileği ile söylenir
* susmak, bir şey söylemek istememek
* kendisine çıkar sağlayarak bir kimseyi susturmak
* niyetini ve durumunu öğrenmek
* kendini de ilgilendiren bir konuda düşüncesini söylememek
* birinin söylediklerini kendi düşüncesi gibi göstermeye çalışmak
* konuşmamak, susmak
* sevindirici bir söz söyleyene "ne güzel söyledin" anlamında kullanılır
* sır vermemek
* güzel yemeklerden anlamak
* her şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak
* sözünü kesmek susturmak
* söylemekte olduğu kötü söz veya küfürleri kesmek
* boşboğazlık etmemek
* kötü söz söylememe
* bir konuda arzu edilmeyen düşüncelerin açığa çıkmasını bir şekilde önlemek
* birinin bir şey hakkında bildiğini kendisine sezdirmeden söyletmeye çalışmak
* sözlerini seve seve ve dikkatli dinletmek
* çok yanaşmak, iyice sokulmak
* hayranlıkla, büyük bir zevkle seyredip dinlemek
* ağzının tadı bozulmak, tat alma duyusunu yitirmek
* bir şey bir kimsenin uğraşabileceği konulardan olmamak
* bir şey, bir kimsenin sözünü edemeyeceği kadar değerli olmak
* ağzı dili bağlanmak herhangi bir sebeple konuşamaz olmak
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorum (iletişim)