Güncellemeler devam ediyor... Çok yakında...
Çalıbahçe
Kategori : CemPark Ansiklopedisi
* (köy) İzmir ili Bergama ilçesine bağlı bir köy.
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorum (iletişim)
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorumu Gönder
Çalıbahçe nedir?   Çalıbahçe ne demek?   Çalıbahçe anlamı nedir?   Çalıbahçe hakkında bilgi        
gözleri yollarda kalmak
* Kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında bir şeye kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, nazar * Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı * Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri * Bölüm, hane * Bazı yaraların uç bölümü * yoğun işler yüzünden bir şeyle ilgilenme imkânı bulamamak * çok kısa bir zamanda * başka bir iş yapmasına vakit veya imkân vermemek * gözün görebileceği en uzak yerlere kadar * güzelliği ile dikkati çekmek; göz kamaştırmak * gereken önemi vermemek * kısaca bakıvermek * güzel bir olay için kutlamak, iyi dileklerde bulunmak * birine kavuştuğu sevindirici bir durum dolayısıyla "gözün aydın" demeye gitmek * göz boyamak işi * kandırmak, yanıltmak; gösterişle aldatmak * uğursuzluk, kötülük getirdiğine inanılan kıskanç veya hayran bakışlar dolayısıyla kötü bir duruma düşmek * bir şeyi ele geçirmek isteğine kapılmak * görünüşü ile umulduğundan çok etkilemek * (bir şey) gözü, görünüşü ile umulduğundan çok etkilemek * gözle işaret etmek * derinlemesine incelemeden okumak * bir yeri, bir şeyi çabucak incelemek * belli ve apaçık olarak, herkesin gözü önünde * yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz * üzerinde birçok göz (delik) bulunan * oda oda * üzerinde birçok göz (delik) oluşmak veya bulunmak * İçine girilen, öteberi konulan, bölümleri olan bir şeyin her bölmesi * Çekme, çekmecelerin her biri * Terazi kefesi * hoş görmemek, bağışlamamak * bir mal, para, değer yargısı vb. maddî veya manevî varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek * sevgi ve ilgiyi yitirmek (veya yitirtmek) * okumak * niteliğini anlamak için bir şeyin her yanına bakmak, incelemek, muayene etmek * (araç, motor vb. için) çalışıp çalışmadığını inceleme, deneme, denetleme işi * hiç önem vermemek, ilgisini kesmek * ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır * dalgınlıkla görmemek * dikkati bir yerde toplanmak * bulanık görmeye başlamak * büyük emeller beslemek * ilenç olarak söylenen söz * gözün kör olsun * gözü bir noktaya dikili olarak dalgın bakmak * çok istenen bir şeyin yeterli miktarı elde edildikten sonra daha çoğunu istememek * "geberesi" anlamında bir ilenç * aşırı bir isteğin, öfkenin etkisiyle ne yaptığını bilmez duruma gelmek * öfkeden gözü hiçbir şey görmez duruma gelmek * hiç kimseye, hiçbir şeye önem, değer vermemek * bir şeye aşırı ilgi göstermek, önemle bakıp korumak * pek çok sevmek * bir şeyi istemeden görmek, elinde olmayarak bakmak * yoğun sis, duman, toz gibi sebeplerle hiçbir şey görülememek * bakışlarını üzerinden ayırmamak, gözetlemek, hiçbir davranışını gözden kaçırmamak * muhteşem, çok güzel, parlak, görkemli * kuvvetli ışık veya parlaklık, kısa bir zaman için görüşü bulandırmak * bir niteliğiyle hayran bırakmak * dikkatle ve hissettirmeden bakışlarla kontrol altında tutmak * bütün dikkatiyle bakmak * acımadan, merhamet etmeden * hiç duraksamadan, hiç çekinmeden * göz kapağını kapayıp açmak * başkasına söylediklerinin doğru olmadığını işaretle anlatmak için, benimsediği kimseye bakarak gözünü kapayıp açmak * hiç uyumamak * bir kimseyi veya bir şeyi ele geçirmeyi istemek * gözetmek, korumak, bakmak * görme, işitme yoluyla bilgi edinmeye çalışmak * Görme organı * (bazı deyimlerde) Görme ve bakma * İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış * Bakış, görüş * Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak * Delik, boşluk * göz ucuyla bakmak * göz emeği harcamak * apaçık, belirgin, aşikâr olarak * herhangi bir durumun nasıl bir sonuca yol açacağını hesaba katmak, dikkate almak * önceden düşünmek, hesaplamak, dikkate almak * zihinde canlandırmak, tasarlamak * baygın ve anlamlı bakmak * belli etmemeye çalışarak başını çevirmeden yandan bakmak * fark etmek * iyice tanımak, bilmek veya dikkat çekmek amacıyla hafif kısık gözle incelemek, bakmak * bir şeyin göz ve akıl yoluyla anlaşılacağını anlatır * gözünü korkutmak * kusurları görmemezlikten gelmek, hoş görmek, bağışlamak * umudunu kesmek,umutsuzluğa düşmek * hiç uyumamak * neşelenmek, ferahlamak * bk. gönlü tok * görmez olmak * belli bir şeyden başka bir şeyle ilgilenmemek * öfke sonucu en kötü şeyleri yapacak duruma gelmek * artık ona değer vermemek * iyi insan olmadığı yüzünden, bakışından belli oluyor * heyecana kapılıp başka hiçbir şeyle uğraşamaz duruma gelmek * bir kimseyi tanıyacak gibi olmak * birdenbire veya istemeden görmek * elde edemediği bir şeye karşı isteği sürmek * elde edemediği bir şeyi kıskanmak * çevresinde olup bitenin farkına varmamak, ilgisiz kalmak * başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek * umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek * gözünde hafifçe şaşılık bulunmak * istemeyerek bakıvermak * bir işi yapabilme konusunda kendisine veya başkalarına güvenmek * bir işi yaparken kendine veya başkalarına güvenmemek * beğenip seçmemek * gözü hiçbir şey görmeyecek ölçüde öfkelenmek * daha önce geçirdiği kötü bir denemeden sonra birinden veya bir şeyden zarar gelebileceği kanısına varmak * bazı zorunlu durumlarda zararı istemeyerek kabullenmeyi anlatır * ihtiyaç duyulan şeyin yokluğu karşısında söylenir * bir şeyi ele geçirmek isteği beslemek * bir şeye sahip olmayı istememek * heves beslememek, fazla önem vermemek * kör olmak * görülmemek, farkına varılmamak * görünmemek, ortadan çekilip gitmek * ortadan çekilmek veya görünmez olmak * görünmez olmak, kaybolmak * hırsızlıkta çok becerikli, çok usta olmak * ayrılıp başka yere gitmek, görünmez olmak * önem vermemek, arka plâna itmek * gelebilecek her türlü zararı ve tehlikeyi önceden kabul etmek * aşırı derecede görünür olmak * tedirgin etmek, uygunsuz veya yakışıksız görünmek * çekememezliğe yol açmak * dikkati üzerine çekmek * herkesin kıskançlığı kendisine çevrilmek * davranış ve yetenekleriyle ilgi ve önem kazanmak * belli, açık olmak * ortaya çıkmamak, ortalıkta dolaşmamak, saklanmak * kendisi var olduğu hâlde göz onu görememek * bir kimseye veya nesneye bakılmasını kimse önleyemez * çok açık bir biçimde görülmek, herkes tarafından bilinmek * bir şeye çok istekle ve dik dik bakmak * göz değdirmek * görülmek, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmak * açıklamak, sergilemek, göstermek, tanıtmak * uyanmak * bk. gözü açılmak * uyku, istek gibi herhangi bir durum gözlerinden belli olmak * bakışları daha canlı ve parlak olmak * gözleri yaşararak çevreyi bulanık görmek * ateşli hastalık veya öfkeden gözleri kızarmış ve parlamış olmak * gözleri şakaklara doğru gerilmiş olan * aşırı yorgunluktan göz çevresi kararmak veya çökmek * ağlayacak kadar duygulanmak * (aşırı ateşten veya can çekişirken) gözlerin renkli bölümü kapakların altında kalarak görünmemek * öfkesinde ne yaptığını bilmemek * korku, öfke ve telâşı gözlerinden belli olmak * büyük bir şaşkınlık veya öfkeden dolayı gözler doğal olmayan bir biçimde açılmak * şeytanca ve çapkınca bakmak * hayran olmak, büyülenmek * güçlü ışık yüzünden bakamamak * çok neşeli, mutlu, heyecanlı * uykusuzluk, yorgunluk, ağlama gibi sebeplerle gözleri çok kızarmak * sinirden, öfkeden, hiddetten gözleri irileşmek ve kızarmak * ölmek * çok uykusu gelmek * baş dönmesi, açlık, yorgunluk gibi sebeplerle iyi göremez olmak * gözlerinde sevinç ve istek belirmek * gözlerine yaş gelmek * göz kapakları hafifçe kapanmaya başlamak * (bir şeyden) gözlerini ayıramamak * kurnazlığı gözlerinden belli olmak * gözleri sulanmak * duygulanmak * birinin gelmesini, merak, istek veya özlemle beklemek * çok kızmak, öfkelenmek * çok üzücü bir sebeple sarsılmak * (birinin) içinden geçenleri bakışlarından sezmek * hiç umulmayan, hiç beklenmeyen bir şeyin görülmesi karşısında şaşırmak * hiç uyuyamamak * uyanmak * kendine gelmek, ayılmak * bakışlarını ayıramamak * gözlerini yarı kapamak * gözlerini, akı çok görünecek biçimde açmak * gözlerini aşırı yormak * öfke ile bakmak * öfke ile bakmak * dikkatle bakmak, gözünü ayırmadan bir yere veya bir kimseye bakmak * şaşkınlıkla, hayretle bakmak * biriyle göz göze gelmemek için gözlerini başka tarafa çevirmek * bk. gözünü kan bürümek * ölmek * birine çok kötülük etmek * çok sevindiği yüzünden, gözlerinden belli olmak * utancından yüzü çok kızarmak * gerçekleşmesini çok istediği bir dileğine erişmeden ölmek * fırsattan yararlanma, kurnazca davranma * iyiyi kötüyü veya kendisine yarayanı ayırt eder duruma gelmek * gözü yaralanıp kör olmak * önceden iyi göremediği bir şeyi sonradan görür olmak * bir şey ilk etkisini yitirmek, yadırganmaz olmak * bir işi becerebileceğine inanmamak, yadırganmaz olmak * bırakılan bir şey veya kimse ile ilgili tedirginliği sürmek * bağlanmak, tutulmak * büyülenmiş bulunmak * hiç acımamak, hiç merhamet etmemek * yerine koymak * bir olaya tanık olmak * kim ve ne olduğunu anlamak için dikkatle bakmak * güvenmemek * yanında, mevcudiyetinde * dikkati çeken bir şeyden bakışlarını ayıramamak * ölmek üzere olmak * güvenmek, beğenmek * güvenmemek, beğenmemek * uyuyamamak * kıskançlık sebebiyle herkesin ilgisini çekmek * herkesin dikkatini çekmek * bir işi yapacak güç ve yeteneği kendinde bulamamak * daha önceden denediği için o durumla karşılaşmaktan korkmak, o işe girişmekten çekinmek * birinin gelmesini merak istek veya özlemle beklemek * bulunduğu durumdan çok üstün olan bir duruma ulaşma amacını gütmek * sevgi anlatan bir seslenme * bir şeyin doğruluğuna inandırmak için edilen ant * bana hiç görünmesin, yüzünü görmek istemem * sevinçli bir olay dolayısıyla kullanılan bir kutlama sözü * bir kimseye göre, nazarında, indinde * bir şey bir kimseye olduğundan güç veya önemli görünmek * bir kimseyi olayı veya şeyi abartmak * herhangi bir üzüntü veya zor durum dolayısıyla o şeye değer verecek durumda bulunmamak * sert ve şiddetli darbe yüzünden göz önünde yıldızlar oluşmak * çok sevindiğini belli etmek * çok özlemek * görememek, dikkat edememek * dikkatle izlemek * üzerine titremek, kollayıp gözetmek * bk. gözden sürmeyi çalmak * çok uykulu olmak * bk. gözünün içine bakmak * çok gelmek, tedirgin etmek * nankörlük eden kimseye söylenen bir ilenme * görünür olmak, dikkati çekmek * sevgi ve ilgisini kazanmak * kendi derdi dolayısıyla hiçbir şeye değer vermemek * bir şeyi birdenbire, istemeden görmek * karasu hastalığı yüzünden gözü görmez olmak * gelmesini çok istediği kimsenin uzun süre yolunu gözlemek * başarabileceğini ummak * zevkine uygun bulmak, hoşlanmak * uygun bulmak, elverişli görmek * bir kimsenin görmediği veya bulamadığı bir şeyi, ona sert bir tavırla göstermek * hiç uyuyamamak, uykusuz kalmak * uyanık, dikkatli bulunmak * görüşünü değiştiren bilgi vermek, uyarmak * kadın ilk cinsel ilişkiyi o erkekle kurmuş olmak * çevreyi tanımaya başlamak * bk. gözlerini belertmek * bir şeye, bir yere bakmakta iken, gözünü oradan başka bir yere çevirememek * bir şeye sürekli olarak bakmaktan kendini alamamak * düşünce ve duygularını yanıltmak * ondan başka hiçbir şeyi görmemek, tamamen ona bağlanmak * beceriksizce davranmak, zarara uğratmak * iyisi dururken en kötüsünü seçmek * tehlikeli işlere atılmaktan çekinmemek * bk. gözlerini dikmek * bol bol vermek * aldanmamak için çok uyanık bulunmak * başkasının gözüne sürekli olarak bakmak * çok fazla istemek, aşırı istemek * çok öfkelenmek * intikam alma duygusundan başka bir şeye önem vermemek * adam öldürecek kadar öfkelenmek * ölmek * görmezden gelmek * çekinmeden, korkusuzca * yıldırmak * çok kötülük etmek * okşamalık olarak kullanılır * rica veya sevgi sözü * kendinden olan veya kendisine verilen şey ne kadar çok olursa olsun, bununla yetinmeyenler için ilenme olarak söylenir * sürekli denetim altında bulundurmak * bk. gözünü korkutmak * bk. gözünün kapamak * ölmek * görmemezlikten gelmek * çok sevmek * sabahleyin uyanır uyanmaz * cesaret ve soğuk kanlılıkla * bir kimsenin üstüne titremek * buyruğunu yerine getirmeye hazır bulunmak * bir arzunun gerçekleşmesi için gözleriyle birine yalvarmak * belli etmemeye çalışarak, başını çevirmeden yandan bakmak * sürekli denetimi altında olmak * hiç unutmamak, olduğu gibi hatırlamak * hatırlamak * bir türlü unutamamak * bir şeyi zihinde canlandırmak tasarlamak, hatırlamak * birinin her davranışını hoş görmek
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorum (iletişim)
* Yorumlarınız onay sürecinden geçtikten sonra yayına girecektir. Düzeltilmesini istediğiniz bir şey varsa buradan (yorum yerinden) bildirebilirsiniz.
Yorumu Gönder
gözleri yollarda kalmak nedir?   gözleri yollarda kalmak ne demek?   gözleri yollarda kalmak anlamı nedir?   gözleri yollarda kalmak hakkında bilgi